Bazen ekrana kilitlenmiş bir şekilde mum grafiklerine bakarken zaman nasıl geçiyor fark etmiyoruz. Hele birkaç başarılı işlem yaptıysak, bir anda kendimizi yeniden pozisyon açarken bulabiliyoruz. İşte tam bu noktada “fazla işlem” devreye giriyor. Finansal piyasalarda çok işlem yapmak, ilk başta aktif olmak gibi görünse de çoğu zaman kontrolsüz risk alımına dönüşüyor. Aslında birçok piyasa ustası bu tuzağa yıllar önce düşmüş ve tecrübeyle uzak durmayı öğrenmiş durumda. Çünkü mesele sadece doğru tahmin değil, doğru anda durabilmek.

Aşırı işlem yapmak yalnızca kazançları değil, psikolojiyi de yıpratıyor. Her pozisyon bir karar stresi, her lot büyüklüğü bir baskı. Üstelik bu baskı, bilinçli bir planla değil, duygusal dürtülerle hareket edince daha da artıyor. İşlem sayısı arttıkça başarı oranı yükselmiyor, aksine hata payı çoğalıyor. Bu da yatırımcının kendiyle çelişmesine neden oluyor. Bazen birkaç saatlik kazanç için günlerce verdiği emeği bir anda silip süpürebiliyor.

İşlem Sayısı Değil, Strateji Önemlidir

Bazı yatırımcılar “her gün işlem yapmalıyım” gibi bir inanca kapılıyor. Bu düşünce tarzı, bir nevi başarıyı sadece hareketlilikte aramak gibi. Ancak gerçek şu ki, piyasalar her zaman fırsat sunmaz. Beklemeyi bilmeyen bir yatırımcı, her hamlesinde potansiyel riskleri büyütür. Örneğin belirli bir paritede yön net değilse ve işlem açmak sadece bir “şans denemesi” gibi hissediliyorsa, orada ciddi bir strateji eksikliği vardır.

Asıl önemli olan, piyasaya her bakıldığında değil, gerçekten uygun koşullar oluştuğunda pozisyon almaktır. Bunun için teknik analiz bilgisi kadar, kişisel disiplin de şart. Grafiklere baktığınızda işlem açma isteğiniz, sinyallerin gücünden değilse, biraz ara vermek daha sağlıklı olur. Belki de bu noktada, akıllı bir yatırımcı gibi davranmak, işlem sayısını azaltmakla değil, zamanlamayı geliştirmekle başlar.

Kazanmak İçin Sürekli Ekrana Bakmak Gerekmez

Gün boyunca sürekli ekran başında oturup her harekete tepki vermek, çoğu zaman kontrolü kaybetmenin ilk adımı oluyor. Piyasada olup biteni takip etmek elbette önemli ama bu takip, pozisyon açma zorunluluğuna dönüşmemeli. Aksi halde, sürekli işlem yapan biri zamanla verimsiz kararlar almaya başlar. Bu verimsizlik yalnızca maddi zarar değil, aynı zamanda motivasyon kaybı olarak da geri döner.

Bazen ekranı kapatıp dışarı çıkmak, birkaç saatliğine piyasadan uzak kalmak en doğru karar olabilir. Özellikle birkaç başarısız işlem üst üste geldiyse, bir adım geriye çekilip analiz yapmak gerekir. Çünkü her zaman işlemde olmak demek, her zaman kazançta olmak anlamına gelmiyor. Zihinsel yorgunluk, yanlış sinyalleri doğru gibi gösterebiliyor. İşte bu noktada farkındalık devreye giriyor.